27 Şubat 2012 Pazartesi

And The Oscar Goes To...

84. Akademi Ödülleri her zamanki gibi muhtesem bir törenle ve Billy Crystal'ın sunumu ile sahiplerini buldu. NTV'den canlı olarak yayınlanan programı izleme fırsatım maalesef olmadı... Tabi ki adaylar açıklandığından itibaren Oscar'ların kime gideceği konusunda heyecanlı bir bekleyiş vardı. 10 dalda aday gösterilen sessiz film "The Artist" başta en iyi film olmak üzere 5 dalda ödül alarak geceye damgasını vurdu. En iyi kadın oyuncu ödülünü 17 kez aday gösterilerek rekor kıran Merly Streep The Iron Lady'deki rolü ile, En iyi erkek oyuncu ödülünü de The Artist'teki rolü ile Jean Dujardin kazandı.

Diğer heyecanlı bekleyiş ise Kırmızı Halı'da yıldızların neler giyeceği, hangi modacıları tercih edeceği ve kimin en şık olmayı başaracağı konusunda idi. Hollywood yıldızları yine Kırmızı Halı'yı uçurmayı ve tüm dünyanın bakışlarını üzerlerine çekmeyi başardılar.
Bu sene bana göre Kırmızı Halı'nın en şık görüntüsünü sergileyen bir çiftti. Sadece giydikleri ile değil ışıkları, aşkları ve tanrı lütfu güzellikleri ile Jolie-Pitt çifti Kırmızı Halı'da bir bütün olarak muhteşemdi. Kırmızı Halı'ya da birbirlerine de bu kadar yakışan bir çifti görmezden gelmek mümkün değil.... Brad Pitt Oscar heykelciğini alamadı belki ama benim Kırmızı Halı oscarımı almayı başardı.


Bu sene Oscar törenlerinde Kırmızı ve Beyaz'ın hakimiyeti vardı. Ancak masum ve sade beyazlar sessizce alev alev kırmızıları gölgede bırakmış gibiydi. Yıldızların kırmızı elbise seçimleri maalesef sanki hem geçide hem de renge hakkını verememiş gibiydi. Sadece Emma Stone'un Giambattista Valli elbisenin tonu, saçına ve tenine uyumu çok güzeldi. Beyazlara gelince, birinciliği iki ünlü arasında paylaştıramadım ve Gwyneth Paltrow ve Milla Jovovich'i beyazların kraliçeleri ilan ettim.:) ancak Milla Jovovich ışıl ışıl tek omuzlu Elie Saab elbisesi ve muhteşem makyajı ve saçı ile, Gwyneth Paltrow ise sade kesimli Tom Ford elbisesi ile kusursuzluğunu gözler önüne sermeyi yine başardı...




Tercihini beyazdan yana kullanan diğer biri ise Givenchy elbisesi ile Rooney Mara oldu. Gecenin en güzel sırt dekoltesi ve kısa zamanda kendisi ile özdeşleşen kesimleri ile emin adımlarla yerini sağlamlaştırıyor.



Beyaz rüzgarına kapılan diğer iki isim de Jennifer Lopez ve Cameron Diaz oldu. Birlikte sahneye çıkan ikili güzelliklerini sergilediler...




Penelope Cruz'un Armani Prive elbisesinin ışığa göre değişen rengini, kesimini ve gögüs dekoltesindeki tül detayını çok beğendim. Saçı, makyajı ve mücevherleri ile tamamlanmış görüntüsü tek kelimeyle muhteşem...



Kırmızıların en güzeli ise Giambattista Valli elbisesi ile Emma Stone;



Jessica Chastain'in Alexander Mcqueen elbisesi biraz oryantal ancak sözkonusu Mcqueen olunca ben de akan sular duruyor ve onsuz bir Kırmızı Halı listesi olmazdı diye düşünüyorum. Geçide hakim diğer bir altın trendinden de nasibini almış... Tabi elbisenin Chastain'in saçı ve teniyle uyumuna söylenecek tek kelime bulamadım...



Altın trendini Kırmızı Halı'ya taşıyan diğer bir isim de Stacy Keibler oldu. En ufak bir kusuru ortaya çıkarabilecek risklere sahip Marchesa elbisesi ile cesaretini ve güzelliğini sergilemiş oldu.


"Oscar'ın En Şıkı Sizce Kim?" anketine katılıp siz de fikirlerinizi paylaşın...


İşte tüm kazananlar;


En İyi Film: The Artist
En İyi Yönetmen: Michel Hazanavicius / The Artist
En İyi Kadın Oyuncu: Meryl Streep / The Iron Lady
En İyi Erkek Oyuncu: Jean Dujardin / The Artist
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Octavia Spencer  / The Help
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Christopher Plummer  / Beginners
En İyi Yabancı Film: A Separation / İran
En İyi Görüntü Yönetmeni: Robert Richardson / Hugo
En İyi Sanat Yönetmeni: Dante Ferretti, Francesca Lo Schiavo / Hugo
En İyi Kostüm Tasarımı: Mark Bridges / The Artist
En İyi Makyaj: Mark Coulier / The Iron Lady
En İyi Kurgu: Angus Wall, Kirk Baxter / The Girl with the Dragon Tattoo
En İyi Ses Kurgusu: Philip Stockton ve Eugene Gearty / Hugo
En İyi Belgesel: Undefeated
En İyi Animasyon: Gore Verbinski / Rango
En İyi Görsel Efekt: Hugo
En İyi Orijinal Müzik: Ludovic Bource / The Artist
En İyi Şarkı: Bret McKenzie / The Muppets
En İyi Uyarlama Senaryo: Alexander Payne, Nat Faxon, Jim Rash / The Descendants
En İyi Orijinal Senaryo: Woody Allen  / Midnight in Paris
En iyi Kısa Film: Terry George / The Shore
En İyi Kısa Belgesel: Daniel Junge / Saving Face
En İyi Kısa Animasyon: The Fantastic Flying Books of Mr. Morris Lessmore


21 Şubat 2012 Salı

Blog Tavsiyem / Atlantic-Pacific

Takip ettiğim ve gerçekten tarzını beğendiğim hatta zaman zaman esinlendiğim bir blogger Atlantic-Pacific. Bir araya gelmez diye düşündüğünüz parçalarla yaptığı kombinlerinde oldukça başarılı...Aksesuarlardaki başarısı ise kesinlikle tartışılmaz. Tüm aksesuarları aynı anda hatta birden fazla kullanmasına rağmen takmış takıştırmış görüntüsünün yanından bile geçmiyor. Tüm aksesuarlar birbiriyle ahenk içinde kombini desteklerken bir adım geride durmayı da başarıyorlar. Tabi ki renklerle ilişkisini de unutmamak gerek. Bazen kıyafetini renklendirmek için bir parçada renk kullanıyor, bazen de baştan aşağı rengarenk çıkıyor karşımıza.  Kendine has bir tarza sahip olduğunu fotoğraflara bakınca sizde açıkça göreceksiniz.
Bu arada Celine çantalarını da kıskanmıyorum dersem yalan söylemiş olurum. Özellikle kırmızı olanı gördüğüm andan itibaren tutku nesneleri listemin üst sıralarına yerleşti bile.:))
Bir göz atın derim, belki size de birkaç fikir verebilir ne dersiniz....




20 Şubat 2012 Pazartesi

Ankara Ankara Güzel Ankara ::))

İşlerim nedeniyle sık sık Ankara'ya gidiyorum bu aralar. Geçtiğimiz hafta sonu da onlardan biriydi. Üniversite yıllarında 6 yılını Ankara'da geçirmiş biri olarak bendeki yeri bambaşka Ankara'nın. Her gidişim nostaljik bir gezi haline dönüşüyor. Bazen o zamanlarda gittiğim yerleri aynen yerinde bulup mutlu oluyorum bazen de değişen şeylere bakıp geçen yıllara dem vurup hüzünleniyorum. Alışveriş için de güzel kaçamaklar oluyor aynı zamanda bu seyahatler. Geçen gidişlerimde alışverişe bolca zaman ayırdığım için bu sefer dükkanlarda zaman harcamak istemedim. Sabah uçaktan iner inmez işlerimi çabuk halletmek için enerjiye ihtiyacım vardı tahmin edersiniz. C'viz'de mükellef bir kahvaltı ettikten sonra işlerimi bitirmek için koşturmaya başladım ve saat 16:00'da yapılması gereken her şeyi bitirip attım kendimi Ankara sokaklarına... Arjantin Caddesi'nden başlayan yürüyüşüm Tunalı'ya oradan da Kızılay'a kadar uzandı. Açık havada kahve içtim. Tüm pasajlara girdim çıktım. Ankara'nın çok sevdiğim havasını kokladım bol bol... Dondurucu havaya rağmen yılmadan alışveriş merkezlerinden uzak durmayı başardım. Fark ettim ki Ankara'da her şeyden uzaklaşıp gerçekten kendimle baş başa kalabiliyorum. Kızılay sokaklarının her köşesini arşınladıktan sonra uçak saatine kadar bir şeyler içmek için Tunalı'ya dönüp Tapa's Bar'a oturdum. Hem sigara içebilmek hem de gelen geçeni seyredebilmek için bir bira söyleyip dışardaki masalardan birine oturdum ancak bu denemem ilk biram bitmeden son buldu ve kendimi içeri attım. İçerisi ağzına kadar dolu olmasına rağmen şans eseri sahnenin hemen önünde bir masa buldum. "Sameway" adlı grubun iki gitar ve bir solistle yaptığı güzel müzik eşliğinde değişik iki tane bira daha tattım. Mekan gerçekten çok hoş daha önceden de sevdiğim bir yer ancak servisi ve garsonların yaklaşımını mekana yakıştıramadığımı söylemek zorundayım. Bir bira istedim ve tam 20 dakikada geldi ancak hesabı istediğimde adisyonu önümde bulmam 2 dakika bile sürmedi. Mekanların popülerliği arttıkça sanıyorum dikkat ve özenleri azalıyor. Maalesef her sektörde hatta insan ilişkilerinde bile yapılan en büyük hataların başında geliyor bu doyum ve rahatlama hissi...



Sonuçta servis de garsonlar da moralimi bozamadi daha doğrusu bozmalarına izin vermeyecek kadar keyifliydim ve ruhumu dinlendiren Ankara seyahatim Samsun uçağından el sallayarak ve en kısa zamanda tekrar görüşme dileklerimle son buldu.


15 Şubat 2012 Çarşamba

Mekan Tavsiyelerim - II

LEB_İ DERYA
Kumbaracı
Taksim Meydanı'ndan Tünel'e doğru yürürken Richmond Oteli'ni geçince ikinci sola döndüğünüzde Kumbaracı Yokuşu; Beyoğlu'nun tüm sokakları gibi kendi has havası ve dokusuyla karşınıza çıkıveriyor. Yokuştan biraz zorlanarak da olsa (ki benim gibi topuklu ayakkabılarınız var ise iş daha da zorlaşıyor:))yürüyerek ilerliyorsunuz. 100 metre sonra tarihi ve dar girişli Kumbaracı İş Hanı'na girip, sizi neyin beklediğini bilmeden ve hatta kafanızda belki bazı endişelerle en üst katına çıkıyorsunuz. Mekana ilk girdiğiniz anda boğaz manzarası neden orada olduğunuzu anlatmak istercesine sizi karşılıyor. Bana göre Beyoğlu'nda en güzel manzaraya sahip mekanlardan biri Leb-i Derya. İlk gittiğinizde sizi öylesine şaşırtmayı başarıyor ki neredeyse bağımlılık yapıyor diyebilirim. Tahmin edersiniz ki böylesine bir İstanbul manzarasının gecesi ayrı gündüzü ayrı güzel. Benim tercihim kesinlikle güneş batmadan az önce gidip İstanbul'un geceye hazırlanışını ve tüm asaletiyle geceyle dansını izlerken şarap içmek... Yalnızsanız mekanın muhteşem müzikleri sizi rahatsız etmeden size eşlik ediyor. Menüsünde herkesin kendine göre bir şeyler bulabileceği kadar zengin. Kırk Baharatlı Bonfile'yi ve değişik bir damak tadına sahip İncasiye'yi denemenizi tavsiye ederim. Leb-i Derya'nın barı çok daha zengin bir menüye sahip. Şarap çeşitlerinden kokteyllere kadar birçok içki seçeneğinden o gün ki modunuza uygun seçim yapabilirsiniz.

Havanın güzel olduğu günlerde manzaranın tadına terastan da bakabilirsiniz.



13 Şubat 2012 Pazartesi

Grammy Awards - 2012

54. Grammy Ödülleri yine her zaman ki gibi muhteşem performanslarla sahiplerini buldu. Coldplay ve Rihanna, Katy Perry, Lady Gaga, Bruno Mars, Foo Fighters, Paul McCarthney, Jason Aldean ve Kelly Clarkson, Nicki Minaj, Taylor Swift, Chris Brown, Deadmau5, David Guetta, Lil Wayne gibi müzik dünyasının en ünlü yıldızlarının performansları görülmeye değerdi. Çıktığı ilk günden beri benim favori şarkıcım olan Adele 6 dalda ödül alarak geceye damgasını vurdu. Yıllar boyunca dinlemekten bıkmayacağımdan emin olduğum Adele'in 21 adlı albümü ve "Rolling In The Deep" şarkısı yılın en iyi albümü ve şarkısı ödülünü aldı. Benim gözümde ilk günden bu ödülü almışlardı zaten... Sadece tescillenmiş oldu.::)) Ayrıca "Someone Like You" gibi bir şarkının da atlanmamış olmasından dolayı teşekkürlerimi iletmek isterim.

İşte Kazananlar;
Yılın Albümü: 21 – Adele
Yılın Kaydı: “Rolling In The Deep” – Adele
Yılın şarkısı: “Rolling In The Deep” – Adele
En iyi Solo Performans: “Someone Like You” — Adele
En iyi Yeni Şarkıcı: Bon Iver
Best Rap Müzik Performmansı:“Otis” — Jay-Z & Kanye West
En iyi Rap Albümü: “My Beautiful Dark Twisted Fantasy” – Kanye West
En iyi Rap şarkısı: “All Of The Lights” – Kanye West, Rihanna, Kid Cudi & Fergie
En iyi Rock Müzik Performansı: “Walk” — Foo Fighters
En iyi Rock şarkısı: “Walk” – Foo Fighters
En iyi Rock Albümü: “Wasting Light” – Foo Fighters
En iyi R&B Albüm: “F.A.M.E.”— Chris Brown
En iyi Country Albümü: Own The Night – Lady Antebellum

"Kırmızı Halı"
Kırmızı Halı'ya gelince hayal kırıklığı yaşadım desem yalan olmaz sanırım. Genelde ödül törenlerinde şıklık yarışı arasında "en şık"ı seçmekte zorlanırdım ve bu nedenle birinciliği paylaştırmak zorunda bile kalırdım. Ancak 54. Grammy Ödülleri'nde zaten bir iki tane olan şıkların arasından seçim yapmam zor olmadı. Zaten kime sorsanız onları gösterirdi bence...

İşte Grammy Ödülleri'nin az ve öz şıkları ::))



Gwyneth Paltrow,
Stella McCartney elbisesi içinde her zamanki gibi şık, sade ama gösterişli...
Saçı ve makyajı da abartıdan uzak ve ışıl ışıl



Kelly Rowland'ın
Alberta Ferretti elbisesinin rengini, üst tarafındaki işlemelerini ve transparan detayını gerçekten çok beğendim. Makyajı ve tatlı gülümsemesinin yanında elbisesinin işlemelerini destekleyen aksesuarları ile kırmızı halıya yakışır bir seçim...



Kate Beckinsale'in
Kısa ve hareketli Zuhair Murad elbisesinin omuzundaki kadife siyah kurdelesine bayıldım. Elbise üzerinde etkisi tartşılmaz. Saçına, makyajına ve tabi ki alışık olduğu Kırmızı Halı duruşuna diyecek bir şey bulamıyorum...



Lily Aldridge
Genelde ödül törenlerinde desenler pek kullanılmıyor ancak ben Lily Aldridge'nin Gucci elbisesinin renklerini, derin yırtmacını ve derin V dekoltesini "Kırmızı Halı"'ya çok yakıştırdım. Sade saçı ve makyajı ve şirin göbeği ile bence hamileyken de şık olunabileceğinin kanıtı gibi...



9 Şubat 2012 Perşembe

Masal Diyarı - Cassette


Girdiğim her butikte aynı şeyleri görmekten ve Moda adı altında dayatılan kalıplardan çok sıkılıyorum. Farklı, kendime özgü bir şeyler bulmak o kadar zor oluyor ki zaman zaman ya dikiş makinemin başına oturuyorum (çıkan sonuçları size henüz gösteremiyorum çünkü öğrenme aşamasındayım::)) ya da oturup bilgisayarımın başına araştırma yapmaya başlıyorum. Ya da İzmir ve İstanbul seyahatlerimde o sokak senin bu sokak benim dolaşıp kendime göre tasarımlar bulmaya çalışıyorum. Bazen de arkadaşlarımın tam sana göre bir yer buldum diyerek verdikleri tavsiyeleri dinliyorum. Cassette de işyerimden arkadaşım Nagehan'ın İstanbul'da keşfedip benim de tanışmamı sağladığı son keşfim. 2009 yılından beri hizmet veren butiği bu kadar geç fark etmiş olmaktan dolayı çok üzgünüm ancak geç bulmuş olsam da bir daha bırakmayacağıma eminim.


Cassette kendini "Birbirinden yetenekli genç tasarımcıların hayallerinden oluşan koleksiyonlarla; farklı şeyler arayan, sıradan olandan sıkılmış, stil sahibi takipçilerin buluşma noktası. Biz, tamamen bir hayal ürünüyüz. Bir butikten biraz fazlayız. Biraz oyun parkıyız, biraz çikolata fabrikası, birazcık da çizgi romanız." diye tanımlıyor. İlginç takılar, hem erkek hem bayanlar için tasarım harikası ayakkabılar ve hepsinden az sayıda hatta tek getirilen tasarım kıyafetlerle tam anlamıyla bir cennet Cassette. İlk İstanbul seyahatimde yapılacaklar listemin ilk sırasında olan ziyaretimi düşünürken biraz araştırma yaptım ve mutluluktan havalara uçtum diyebilirim çünkü Cassette'nin online mağazası da varmış. Tabi ki gidip dükkanın havasını koklamaktan vazgeçmiş değilim ancak ulaşılabilir olması İstanbul dışında yaşayan biri olarak benim için çok güzel bir fırsat. İlgilenenler için adres www.shop.cassette.com.tr 

İşte size Cassette'nin koleksiyonundan birkaç örnek;

Cicci Cocco



Oyee Design

Stouff


Pioki



Cassette hakkında biraz fikriniz olmuştur herhalde ama siz yine internet mağazasını ziyaret edip ürünlerin geri kalanını mutlaka inceleyin derim. 




8 Şubat 2012 Çarşamba

Istanbul Fashion Week Özelll...

Sabahları yaptığım rutin internet gezintimde Markafoni'ye bakmadan geçemiyorum. Bugün de iyi ki bakmışım diyererek hemen sizlerle de paylaşmak istediğim bir kampanyayla karşılaştım. Bildiğiniz gibi Istanbul Fashion Week bugün hatta biraz önce başladı. Markafoni de IFW'yle özel bir kampanya ile yeni bir güne başladı. "Istanbul Fashion Week Özel" adlı kampanyada önemli tasarımcıların nadide tasarımlarını kaçırılmayacak indirimlerle satışa sunuyor. Kampanya dahilinde Aslı Alev, Bahar Korçan, Günseli Türkay, Mehtap Elaidi, Tuğba Benian, Zeynep Erdoğan, Özlem Kaya, Lug Von Siga ve daha birçok tasarımcının ürünlerini bulmanız mümkün. Bu muhteşem kampanya içi Markafoni'ye teşekkürlerimi iletiyorum ve şimdilik sizlere hoşçakalın deyip kapışılmadan istediklerimi alabilmek için Markafoni'ye doğru yol alıyorum. Sizde bir yarım saat yaratın ve tasarımlara alıcı gözle bir bakın derim.
İyi Alişverişler....

7 Şubat 2012 Salı

Tom Ford - Black Orchid



Rutin Tekin Acar, Sevil veya Sephora ziyaretlerimin sonuncusunu Pazar günü yaptım. Hiçbir şey almasam da  son çıkanları takip etmekten zevk alıyorum hatta sanıyorum buralarda kendimi kaybediyorum. En favori ürünlerim de tabi ki parfümler. Saatlerce dolaşıp parfümlerin arasında kaybolmayı çok seviyorum (tabi ki sık boğaz eden bir satış personeli olmazsa;;)). Parfüm kokularıyla bazen yepyeni dünyalara gidiyorum bazen de koku hafızam canlanıyor ve burnuma gelen bir esintiyle çok eski günlerde bir sahnede buluyorum kendimi. Bu ziyaretimde inanılmaz bir keşfim oldu. Tam olarak keşif demek doğru olmaz aslında çünkü daha önce denemiştim Tom Ford Black Orchid'i ancak hak ettiği değeri verememişim. Yeşilyurt Tekin Acar'daki bayanın bence bir de bunu denemelisiniz tavsiyesiyle kendisiyle tekrar karşılaştım. Tenime sıkıp yaklaşık bir altı saat sonra arkadaşlarımla buluştum ve herkes parfümümle ilgili sorular sordu. Benim kozmetik wishlist'imin  birinci sırasına yerleşmeyi başardı. Kesinlikle tutkulu ve sofistike bir parfüm. Şişesinin tasarımı, siyah ve gold'un muhteşem ve seçkin uyumu mükemmel. Şişeyi elinize aldığınız andan itibaren kendinizi özel hissetmenizi sağlıyor. Parfümün ilk açılışında Leylak ve meyve kokularını çok net alabiliyorsunuz ve bu sizde sıradan çiçeksi bir parfüm izlenimi uyandırabiliyor ancak sonrasında parfüm sihrini göstermeye başlıyor ve alt notalarındaki lotus ahşap, paçuli ve vetiver ile saklandığı yerinden çıkıp vanilya ve sandal ağacına doğru yolculuğuna devam ediyor. Ancak sıradan vanilyalı parfümler gibi sonuç sadece bir vanilya kokusu olmuyor. Kesinlikle lüks hisler uyandıran bir koku ancak çok sürprizli ve sizi şaşırtacak bir parfüm olduğunu söyleyemem. Bir modern zaman klasiği olarak her zaman kullanılabileceğinden şüphem yok yani en azından benim için öyle olacak. Elbette parfüm kişiye özeldir ve tenden tene büyük farklılıklar gösterebilir o nedenle deneyip sizde uyandırdığı hisleri göstermesi için bu nadide çiçeğe bir şans vermelisiniz derim...

6 Şubat 2012 Pazartesi

Zamansız Şıklığın Anahtarları...

Farklı renk ve desende bir sürü özgün parçadan oluşan bir dolap hayal edin... Eklektik bir stil her gün yeni bir serüvene başlamak anlamına gelebilir tabi ama gerçekten güçlü bir hayal gücünüz ve tutkuyla bağlı olduğunuz bir stiliniz var ise... Peki ya yoksa ve eklektik parçaları kullanmak konusunda kararlıysanız???
O zaman kendinizi dolabınızın karşısında tam bir kaos içinde saatler harcarken bulabilirsiniz ve elde ettiğiniz sonuç her biri baskın karakterli bu tarz parçaların etkilerini yok edecek şekilde bir fiyasko olabilir. Kullanamadığınız parçalar ve ağzına kadar dolu bir dolap da cabası. Kendi başlarına star olabilecekken terk edilmeye yüz tutan bir sürü güzel parça :(( 
Onları ve kendinizi star yapmanın aslında çok kolay bir yolu var. Hepsiyle uyum sağlayabilecek renk ve modellerdeki zamansız ve temel parçalar, umutsuz sandığınız dolabınızda sihir etkisi yaratabilir. Çok yönlü ve fonksiyonel kullanabileceğiniz bu parçalar dolabınızın oscarlarını kazanmaya aday olacaklar. Her sezon değişim gösteren ve başımızı döndüren trendlerin karşısında bir kalkan gibi durmanıza yardımcı olacaklarından şüpheniz olmasın. Zamansız parçaların sayesinde siz trendlere değil onlar size hizmet etmeye başlayacaklar. Peki nelerdir her yerde ve her zaman duyduğumuz bu zamansız ve olmazsa olmaz temel parçalar ???



1-Siyah Pantolon
Zamansız ve temel parçaların başrol oyuncusu ve kesinlikle olmazsa olmazı... Vücut şeklinize göre seçeceğiniz bir spor bir şık iki siyah pantolon, dolabınızdaki birçok parçayla kombinlenebilir. Siyah pantolonlar o kadar uyumludur ki onlarla ister işe gidin, ister akşam yemeğine isterseniz de arkadaşlarla gece gezmesine hiç seslerini çıkarmadan size eşlik ederler hem de tüm asaletleri ve şıklıklarıyla. Bu arada unutmadan söyleyeyim topuklu veya düz ayakkabı seçiminize de karışmazlar...





2-) Beyaz Gömlek
İşte karşınızda kült bir parça daha... Elbise, pantolon, etek, şort veya jean... Kendinizi sınırlamayın ve istediğiniz herhangi bir parça veya  renk ile eşleştirin ve kendinizi onun ellerine bırakın. Sofistike ve parlak görünmeniz için sihrini kullanmaya anında başlayacaktır beyaz gömlek.
Klasik ve özgün her parça ile eşleştirebilmek için değişik formlarını kullanmaktan korkmayın. Dolabınızda yarattığı ışığa siz de inanamayacaksınız.






3-) Blazer Ceket
Bir kıyafeti blazerdan daha iyi gösterebilecek başka tek bir parça daha yok diyebiliriz. İster jean, ister şort isterseniz en şık elbisenizle eşleştirin bir anda omuzlarınızın daha dik durduğunu fark edeceksiniz. Gitmek istediğiniz her yerde en yakın arkadaşınız olarak size seve seve eşlik edecektir. Klasik, boyfriend ya da smokin gibi değişik formlarından hangisini seçerseniz seçin tarzınızı vurgulamak için en önemli silahlarınızdan biri olacağı kesin...







4-) Jean Pantolon
Hemen hemen herkesin dolabında birkaç çift jean pantolon vardır. Onlardan vazgeçmemiz ise kesinlikle ihtimal dahilinde değil gibi görünüyor. Her ortama ve kombine müsait olan bu anahtar parçalar modanın evrensel dili. Birçok model, renk ve tasarıma sahip olan jean pantolonların boru paçalı olanları ise klasik ve temel parçaların arasına çoktan girdi bile. Hemen hemen her marka, her sezon jean koleksiyonlarına yeni yorumlar getirse de boru paçalı modelleri eksik etmiyorlar. İster stilettolarınız ve pırıl pırıl bluzlerinizle, isterseniz spor ayakkabılarınız ve en sevdiğiniz tişörtünüzle giyin, içinde kendinizi hem şık hem de rahat hissetmeniz garanti. Üzerinizde en güzel duran jean'i bulduğunuzda sakın kaçırmayın hatta birkaç rengini almayı ihmal etmeyin.




Şimdi dolabınızın karşısına geçin ve bu temel parçalara stilinize göre yorumlar getirmeye hemen başlayın. Ortaya çıkan sonuçlara siz de inanamayacaksınız. Hiç giyemeyeceğinizi düşündüğünüz parçalar klasikler sayesinde daha da değerlenecek ve üzerinizde parlamak için can atacaklar. Tüm dolabınızı kullanmaya başladığınızı gördükçe onlara daha çok bağlanacak ve vazgeçilmezlerinizin arasında üst sıralara yerleştireceksiniz.

Klasik parçalarla yaptığınız kombinleri bana iletin ve burada paylaşalım  ve hatta belki sizin oylarınızla en yaratıcı ve şık olan kombini de seçeriz, ne dersiniz ::)))

Özlem Süer bir tık ötenizde....





Tasarımları her daim beni heyecanlandıran ünlü modacı Özlem Süer; stil ve farklılık peşinde koşan, yenilikleri takip eden şehirli kadınların nerede yaşıyor olursa olsun kendisine ulaşabilmesi için sanal mağazasıyla karşınızda... Bazı tasarımlardan sadece birer adet bulunan sanal mağazada kesinlikle toplu üretim ürünleri satılmıyor. Yalnız sitede dolaşırken kesinlikle acele etmeniz gerekiyor çünkü siz karar verene kadar ürünler başkalarının dolaplarına doğru sürecek yolculuklarına başlamış olabiliyor. Herşeyin birbirine benzediği mağazalarda dolaşmaktan sıkılanlar için tasarım ürünlere ulaşımı sağlayan bu yenilikçi girişim için de Özlem Süer'e teşekkür etmemiz gerekiyor bence. Ayrıca fiyatlar kesinlikle ulaşılabilir rakamlarda ve hatta "Haftanın İndirimleri" köşesini de incelemeyi unutmamak lazım. Bu arada site Özlem Süer Sevgililer Günü'nü bahane ederek sizler için bir sürpriz hazırlamış... Takipte kalmanızı tavsiye ederim...

4 Şubat 2012 Cumartesi

Botanik Bahçesi

Baharın açılışı Resort koleksiyonları ile yapıldı. Celine'den Chanel'e, Erdem'den YSL'ye, Givenchy'den Cavalli'ye hemen hemen her modacı podyumları botanik bahçesine çevirdi. Bazıları tepeden tırnağa rengarenk çiçekleri kullandı. Bazıları ise çiçeğin en saf hali olan beyazını dantellerle birleştirip romantizmin doruklarına ulaştı. Koleksiyonlar bize baharın canlı, renkli, romantik ve mis gibi kokacağı konusunda ip uçları veriyor. Tropikal çiçekler, ortancalar, krizantemler, manolyalar ve leylaklar baharın enerjisiyle birleşince mis gibi kokan yumuşak bir esintiye dönüşüyor. İster tek bir parça ile kıyafetinizi renklendirin isterseniz baştan aşağıya çiçeklerle bezenin tercih sizin ancak çiçeklerin hayatınıza renk ve enerji katmasına izin verin. Sizler için ulaşılabilir marka ve fiyatlarda bu trendi yakalayabileceğiniz seçeneklerden bir dosya hazırladım. Çiçek gibi bir bahar geçirmeniz dileğiyle :))


                                                                           
                            



Elbise 49.95 TL   
MANGO  




Gömlek 99.95 TL                                                             
   Şort 99.95 TL                                                                                                      
     ZARA      



Pantolon 134.90 TL
Zeynep Tosun
www.enmoda.com



Elbise 169.95 TL
ZARA



Pantolon 139.95 TL
ZARA


Gömlek 29.95 TL
Mango




Bluz 99.95 TL
ZARA


Ceket 219.95 TL
ZARA

Çanta 49.95 TL
Forever21


Elbise 59.95 TL
Mango

Etek 139.95 TL
ZARA