1960'lardaki tüm politik ve kültürel değişimlerin tam ortasında, dönemin en kalıcı ve tartışmalı ikonu mini etek gün ışığına çıktı. 1962 yılında terzilik yapan Mary Quant almış olduğu eteğe bir makas darbesi vurduğunda aslında modada nasıl bir çığır açtığının farkında mıydı bilinmez ama bu küçük ve seksi kumaş parçası, tüm zamanların en büyüleyici paradokslarından bazılarını temsil ediyordu; güç ve savunmasızlık, bağımsızlık ve memnun etme isteği, üstünü örtme ve ortaya koyma, olgunluk ve oyunculuk, özgürlük ve sömürü. Bir makas darbesiyle hayat bulan moda ikonu mini etek 50.yılında hala vazgeçilmezler arasında... Onu tanımlamak oldukça zor aslında 60'lı yıllarda ortaya çıkan mini etek diz hizasından 10 cm yukarıdaydı. Günümüze kadar birçok tasarımcı tarafından değişik şekillerde yorumlandı. Kadınların gözdesi olan bu ikon, erkekler için aynı zamanda hem sevilen hem de istenmeyen parçaların başında geldi yıllardır.
Mary Quant'a tesekkur etmeden geçemeyeceğim benim de vazgeçilmezlerim arasında olan mini etek her daim özgür, enerjik, genç, devrimsel ve geleneklere aykırı... Onu ister günlük hayatınıza enerji ve eğlence katmak için isterseniz de duruşunuzu güçlendirmek için kullanın farketmez ona her durumda güvenebilirsiniz tabi bir de bacaklarınıza güveniyor olmanız lazım... Yazın giyeceğiniz mini eteklerden önce benim gibi yeni blogger olan arkadaşım "En Sevdiğim: Aynadaki Kendim"'in bacaklarla ilgili yazısını incelemenizi tavsiye ederim...
http://www.nzlgrck.blogspot.com/2012/03/yaz-geliyor.html
http://www.nzlgrck.blogspot.com/2012/03/yaz-geliyor.html
Mini etekle birlikte nice yıllara ;))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder